Mübarek Ramazan ayı içerisindeyiz. Ramazan coşkusu ve maneviyatı kalplerimizi kuşatırken, kavurucu sıcaklıkta ibadetlerini layıkıyla yerine getirmeye çalışıyor Müslüman alemi. Evde, işte,belki de toplu taşıma aracında. Oruç tut sıhhat bul felsefesini b
Mübarek Ramazan ayı içerisindeyiz. Ramazan coşkusu ve maneviyatı kuşatırken kalpleri, kavurucu sıcaklıkta ibadetlerini layıkıyla yerine getirmeye çalışıyor Müslüman alemi. Yaklaşık 17 saatlik oruç süresi içerisinde iş hayatı, sosyal hayat, günlük stres derken, iftar saatine kadar ister istemez geriliyor sinirler. Hepimizin çevresinde vardır özellikle mübarek Ramazan ayı içerisinde öfkesini kontrol edemeyerek çevresini rahatsız eden insanlar. Evde, işte,belki de toplu taşıma aracında. “Oruç tut sıhhat bul” felsefesini benimsemiş Müslüman aleminin, nefsiyle olan imtihanı çetin bir şekilde devam etmekte. Ramazan ve “orucu bahane ederek” öfkesine hakim olamayanlarla ilgili görüşlerine başvurduğumuz İl Müftüsü Ali Maraşlıgil;” Allah(CC)’ın Müslümanlara 3 emri vardır. Bu üç emir peşi peşine sıralanır. Bunlardan bir tanesi; Allah (CC) iki zıt zamanı işaret etmiş. İnsanların bazen bolluk, bazen darlık zamanları olur. Mümin olan kişi bol zamanda da dar zamanda da infak eden kişidir. Paylaşması bilen kişidir mümin kişi. Bu Müslüman’ın olmazsa olmaz sıfatlarındandır. Bir diğeri ise; bir tarafta öfke bir tarafta af. Mümin bu iki zıt şeyden “affı” tercih edecek. Dar zamanda infak etmek imanın alametlerindedir. Bir diğeri ise “öfkeyi yutmaktır”. Öfkelenen bir insan , Allah(CC)’nin kendisini gördüğünü düşündüğünde ;”Rabbim bana gazabıyla muamele etmesin, ben bu Allah kuluna merhamet edeyim ki, Allah da bana merhamet etsin.”diyecek.” İfadelerini kullandı.
Maraşlıgil sözlerinin devamında;” Peygamberimiz (SAV) diyor ki; Biri gelse bize sataşsa, kavga etmek istese, eğer oruçluysan kötü söz de söylemezsin kavga da etmezsin. Şayet biri gelip kavga etmek isterse ki günümüzde bu var;” Biri gelir zorla kavga çıkarmak ister. Karşınızda sigara yakar, benimle kavga etsin diye. Müslüman kavga etmesin. Ona güzellikle bir tebliğde bulunabilir. Kavga ederseniz siz kendiniz zarar edersiniz. O zaten orucunu açıktan yemekle zarar ediyor, hesabı düşünsün. Burada bir kula kahramanlık yapabilir, öbür tarafta o kahramanlığı yapabilecek mi bakalım ? O yüzden bu tarz durumlarda, “Kardeşim ben oruçluyum” deyip geçmek lazım. Çünkü oruçluyum demenin manası çok önemli. “Oruçluyum” ne demek ? Bunun manasını idrak etmek lazım. Allah(CC) bize orucu öyle bir tarif ediyor ki, her amelin her ibadetin karşılığında Allah (CC) 10 katı ve 700 katı sevap verir. Oruç müstesna çünkü oruç benim için tutuluyor. Onun karşılığını ben veririm. Çünkü yemesinden, içmesinden, nefsinden benim için vazgeçiyor. Ben oruç tutuyorum Allah’ın yolundayım demeli mümin. Oruçun manası bu. Bu manayı anlayan idrak eden insanın asla öfkelenmemesi lazım “ diye konuştu.
“Yetimhanelerde, huzur evlerinde bir sürü insanımız var. Bu insanların yemekten, içmekten ziyade bir “güler yüze” ihtiyacı var.” İfadelerini kullanan Maraşlıgil;” Bir oruç ibadeti insanı günahlarından arındırabilir. Bir Kadir Gecesi ömürlük günahtan arındırabilir. Bu yüzden şu günlerimizin kıymetini iyi bilmeliyiz. Oruçlarımıza, ahlakımıza, davranışlarımıza dikkat ederken özellikle teravih namazlarına da çok dikkat etmeliyiz,gerçekten çok önemli. Bir de şu çok önemli, bizim toplumumuzun da sıhhat bulması lazım. Peki toplum nasıl sıhhat bulacak ? Bildiğiniz gibi toplumda dullar var, yetimler var, anasız babasız çocuklar var. Memleketimizde Suriye’den gelen muhacirler var. Yetimhanelerde, huzur evlerinde bir sürü insanımız var. Bu insanların yemekten, içmekten ziyade bir “güler yüze” ihtiyacı var. “ ifadelerini kullandı.
Sıcaklarda oruç tutan Müslümanların, “çok acıdım, çok susadım, daha vakit gelmedi mi ?” gibi ifadeleri çok fazla dile getirmemeleri gerektiğinin altını çizen Maraşlıgil;” Bunların dile getirilmemesi gerekir. Çok sıkılmışlarsa bir duş alarak ibadetlerini daha sağlıklı bir şekilde yerine getirebilirler. Yeter ki yapılan ibadet samimi ve ihlaslı olsun. Çile çekilerek yapılan ibadet makbuldür diye bir durum söz konusu değildir. Oruç tutan bir insan, ben oruç tutma azmindeyim deyip Allah’a tevekkül etti mi , Allah’ın yakın bir şekilde onun yardımına koşacağı inancını taşıyorum ve samimi bir şekilde oruca niyet etmiş bir insanın “off, püff” diyeceğini düşünmüyorum.” Diye konuştu.